Yönetmen / Director: Hilmi Etikan
Yapım Tarihi / Date : 2004
Süre / Duration: 57dk
Yapım / Producer : Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfı
Yapım Sorumlusu / Production Responsible: Sıdıka Su, Ilgın Su
Metin / Script: Hilmi Etikan
Seslendiren / Narrator: Köksal Engür
Kamera / Camera: Necip Sevindik, Michael Edds, Hans Heidrich
Kurgu / Editing: Hilmi Etikan
Ses Kayıt / Sound Editing : Mahmut Karataş
Çeviri / Translator Hakan Paşalı
Altyazı / Subtitle: Duygu Etikan
Fotograf Arşivi / Pictures Archive: Ara Güler, İsa Çelik, İrfan Ertel, Ilgın Su, Faruk Akbaş
Film Arşivi / Film Archive: Ünal Eşiyok, Mustafa Yavuz, Hilmi Etikan
Teknik Yapım Sorumlusu / Technique Production Responsible: Yıldız Etikan
Teknik Yapım / Technique Production: Filmür Ltd.Şti Tel:0212.2525700
Orijinal Format / Format Original: Sony DVCAM- Sony Hi8
Konu / Synopsis:
1938 yılından, ölümüne kadar, hapishanenin ağır koşulları, engellenmeler, yasaklanmalar, hiçbir şey Ruhi Su'yu türküler söylemekten onlar üzerinde aralıksız çalışmaktan, korolar oluşturarak türkülerini öğretmekten olanak bulduğu zaman konserlerde, resitallerde, olanak verilmediği zaman dost evlerinden, gece kulüplerine kadar, elverişli elverişsiz her ortamda türkülerini söylemekten alıkoyamadı.
Türkülerin anlam ve içeriği dünya görüşünü biçimlendirmekte; dünya görüşü, türkülerini sevip yorumlamakta belirleyici etken oldu. Sanatçı-toplum ilişkilerini bilinçle, sevgiyle besleyerek her zaman diri, işlevsel tuttu. Ne sanatından en küçük bir ödün verdi ne sağlam dünya görüşünden. Kendini sanatına sanatını halkına adadı.
Hiç kuşku yok ki 73 yıllık yaşamı boyunca büyük güçlüklerle karşılaştı. Çok acılar çekti. Ama hep direndi hiç yılmadı ve sazı eşliğinde türkülerini söyleyebildikçe müziğini duyurup yaşattıkça geniş kitlelere benimsettikçe mutlulukların en güzelini ta içinde yaşadı.
Sarsılmayan sanatçı kişiliğinin saygınlığı ve ağırlığıyla yurt içinde yurt dışında, bilinç, insan sevgisi, coşku ve inançla yoğrulmuş belirli düşünce hareketinin vazgeçilmez bütünleyicisi oldu. Bin bir güçlüğü aşarak derlemeler yaptı. Çok zengin bir türkü repertuarı oluşturdu. Dostlar korosunu kurarak onlarla birlikte konserler verdi. 45'lik plaklar, uzunçalarlar, kasetler çıkardı. tüm bir yaşamın inançlı ve verimli çalışmalarına kalıcılık kazandırdı böylece.
His approach in bringing forth the ignored suffering of the oppressed and his love of humankind in his musical work has gained a great respect and support from his audience and had a deep effect on many musicians, who paved the path to a more open-minded society.
He told people's longings in their own language and he conveyed the fire in their heart to everyone and the society with his instrument and his avid voice throughout his life, he was considered dangerous and treacherous. He loved his people in a way unsuitable to government. Because he was a socialist and the cold war began. It was different then. People who saw and spoke of 40 years ago, what everyone sees and tells today were considered dangerous and treacherous. The laws and the mechanisms of Cold War grinded those who adopted a socialist outlook of life. Though dangerous and treacherous, Ruhi Su was not alone. He married Sıdıka Su during his 5 years in prison. He became a father in exile.